KüçükBahçem'in sonu (mu acaba?)
(Yayınlama tarihi: 02 Mayıs 2012
Güncelleme tarihi: 08 Mayıs 2012)
Önünde KüçükBahçem'in bulunduğu evime tadilat gerekti. Dış cephe sıvaları, hızlı olsun diye baştan savma yapılması nedeniyle, 3-4 sene içinde dökülmeye başladı. Bu nedenle bir tadilata giriştik. Evin önce dış cephesindeki sıvası söküldü, izolasyon malzemesi (stroforlar) yeniden dübelle yerine tutturuldu, üstüne bir kat ince sıva, bir kat da dekoratif ve koruyucu sıva onun da üstüne boya...
Bu işlemler yapılırken KüçükBahçem de kendine düşen nasibini aldı. Fakat nasibine pek de iyi bir şeyler düşmedi. Neler mi; mesela sökülen sıva artıkları. Mesela yıkılan kısımlardan tuğla ve strofor parçaları, ytong. Mesela sıva, bir de boya...
Israrla KüçükSeram'ı sökmedim yerinden. Çünkü içinde bu sene KüçükBahçem'e dikilmek üzere yetiştirmeye çalıştığım tohumlarım vardı.
Ustalar yıktı,ben her akşam yeniden kurdum seramı. Çünkü tamamen kaldırsam KüçükBahçem'in o bölgesi de hafriyat altında kalacaktı. Ben temizledim onlar yeniden batırdı bahçemi ama yılmadım.
Bahçemin, zamanında bukaşi ile zenginleştirdiğim, organik gübrelerle desteklediğim, çapaladığım, tırmıkladığım bakımını yaptığım toprağı inşaat hafriyatı nedeniyle per perişan oldu. Kimyasal maddelerle kirlendi. Toprağın üst yüzeyin 3-4 santim derinliğe kadar taşlaştı.
Nihayet evdeki tadilat bitti. Artık sıra KüçükBahçem'i diriltmeye geldi. Şimdilerde gönüllü ırgatlarımla KüçükBahçem'i temizliyoruz.
Bizi izleyeme, okumaya takip etmeye devam ediniz. (Bu iş yukarıdaki ilgili kutuya e-posta adresinizi bırakırsanız daha kolay olur, benden söylemesi...)
Yazımın ilk bölümünde evimin önündeki hepi topu 10-12 metrekarelik KüçükBahçem'in evimdeki tadilat nedeniyle bozulduğunu, kirlendiğini yazmıştım. Kirlenen, yapı kimyasalları nedeniyle de taşlaşan toprağın üstünü kazıyıp attım.
Bunu yaparken de dış destek almayı ihmal etmedim.
Kazıyarak attığım toprağın yerine Mayıslar'ın ardıç ormanlarının, çam ormanlarının zemininden ve çeşit olsun diye Türkmentokat'ın verimli tarlalarından bir kaç çuval toprak getirdim. Bu toprağa biraz da yanmış koyun gübresi ilave ettim.
Çeşitli yerlerden getirdiğim toprağı bir güzel karıştırdım.Taşları, kalın bitki köklerini, gözüme takılan yabani otları ve tohumları ayıkladım. Bir iki gün bu şekilde dinlenmeye bıraktım toprağı. Amacım; varsa toprakta haşerat, börtü böcük; kendisi ve/veya yumurtası/larvası kaçsınlar, kuşlar tarafından ayıklansınlar.
Bir kaç gün sonra bahçemin yerleşimine göre tırmıklayarak tesviye ettim.
Çocuklarıma, toprakla oynayabilmeleri için küçük bir alan bırakmayı da ihmal etmeden şekil vermeye çalıştım.
İşte sonuç ortada. İlk fotoğrafla son fotoğrafı kıyasladığımızda epey fark var zannedersem. Birkaç güne kadar da KüçükSeram'da çimlendirdiğim tohumları toprağa aktarırım umarım. "KüçükBahçem Resurrection"
Bizi okumaya devam ediniz.
(Yayınlama tarihi: 02 Mayıs 2012
Güncelleme tarihi: 08 Mayıs 2012)
Önünde KüçükBahçem'in bulunduğu evime tadilat gerekti. Dış cephe sıvaları, hızlı olsun diye baştan savma yapılması nedeniyle, 3-4 sene içinde dökülmeye başladı. Bu nedenle bir tadilata giriştik. Evin önce dış cephesindeki sıvası söküldü, izolasyon malzemesi (stroforlar) yeniden dübelle yerine tutturuldu, üstüne bir kat ince sıva, bir kat da dekoratif ve koruyucu sıva onun da üstüne boya...
Bu işlemler yapılırken KüçükBahçem de kendine düşen nasibini aldı. Fakat nasibine pek de iyi bir şeyler düşmedi. Neler mi; mesela sökülen sıva artıkları. Mesela yıkılan kısımlardan tuğla ve strofor parçaları, ytong. Mesela sıva, bir de boya...
Israrla KüçükSeram'ı sökmedim yerinden. Çünkü içinde bu sene KüçükBahçem'e dikilmek üzere yetiştirmeye çalıştığım tohumlarım vardı.
Ustalar yıktı,ben her akşam yeniden kurdum seramı. Çünkü tamamen kaldırsam KüçükBahçem'in o bölgesi de hafriyat altında kalacaktı. Ben temizledim onlar yeniden batırdı bahçemi ama yılmadım.
Bahçemin, zamanında bukaşi ile zenginleştirdiğim, organik gübrelerle desteklediğim, çapaladığım, tırmıkladığım bakımını yaptığım toprağı inşaat hafriyatı nedeniyle per perişan oldu. Kimyasal maddelerle kirlendi. Toprağın üst yüzeyin 3-4 santim derinliğe kadar taşlaştı.
Nihayet evdeki tadilat bitti. Artık sıra KüçükBahçem'i diriltmeye geldi. Şimdilerde gönüllü ırgatlarımla KüçükBahçem'i temizliyoruz.
Bizi izleyeme, okumaya takip etmeye devam ediniz. (Bu iş yukarıdaki ilgili kutuya e-posta adresinizi bırakırsanız daha kolay olur, benden söylemesi...)
------------------------------oOo------------------------------
8 Mayıs 2012'de eklenen kısım.Yazımın ilk bölümünde evimin önündeki hepi topu 10-12 metrekarelik KüçükBahçem'in evimdeki tadilat nedeniyle bozulduğunu, kirlendiğini yazmıştım. Kirlenen, yapı kimyasalları nedeniyle de taşlaşan toprağın üstünü kazıyıp attım.
Bunu yaparken de dış destek almayı ihmal etmedim.
Kızım olmadan asla... |
Kazıyarak attığım toprağın yerine Mayıslar'ın ardıç ormanlarının, çam ormanlarının zemininden ve çeşit olsun diye Türkmentokat'ın verimli tarlalarından bir kaç çuval toprak getirdim. Bu toprağa biraz da yanmış koyun gübresi ilave ettim.
Aman ormancı görme beni... |
Bu arada KüçükSeram da görevini yerine getirdi ve seneye kadar emekliye ayrılmış oldu. |
Çeşitli yerlerden getirdiğim toprağı bir güzel karıştırdım.Taşları, kalın bitki köklerini, gözüme takılan yabani otları ve tohumları ayıkladım. Bir iki gün bu şekilde dinlenmeye bıraktım toprağı. Amacım; varsa toprakta haşerat, börtü böcük; kendisi ve/veya yumurtası/larvası kaçsınlar, kuşlar tarafından ayıklansınlar.
Bir kaç gün sonra bahçemin yerleşimine göre tırmıklayarak tesviye ettim.
Çocuklarıma, toprakla oynayabilmeleri için küçük bir alan bırakmayı da ihmal etmeden şekil vermeye çalıştım.
İşte sonuç ortada. İlk fotoğrafla son fotoğrafı kıyasladığımızda epey fark var zannedersem. Birkaç güne kadar da KüçükSeram'da çimlendirdiğim tohumları toprağa aktarırım umarım. "KüçükBahçem Resurrection"
Bizi okumaya devam ediniz.
0 yorum:
Yorum Gönder