Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
patlıcan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
patlıcan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KüçükBahçem'in seyir defteri; Ağustos'14

Kapımın önündeki minicik ama benim gözümdeki koskocaman KüçükBahçem'e 2014 sezonu fidelerini 1 Haziran'da toprağa vermiştik hatırlarsanız -> buraya tıklayın<- hatırlayın o halde.

O zamandan bu zamana bir hayli vakit geçti ve ben hiç bir gelişmeyi bloga aktar(a)madım. "Who Cares" diyebilirsiniz ama ola ki birinin umurundaysa diye benim umurumda olduğundan, KüçükBahçem'in son durumundan biraz bahsedeyim "care" edenlere.

Her gün biber topluyorum, ve hatta domates bile toplamaya başladım bu ara. Biliyorum biraz geç kaldım ama maalesef bu sene Eskişehir'in havası da bir acaip. O yüzden geç dikmiştim fideleri, dolayısıyla ürün de gecikti, ama dert değil zaten şu anda domatesin en pahalı olduğu dönem. O yüzden kendi bahçemdeki domatesleri şu anda yemek daha hesaplı geliyor bana.

Patlıcan da var yine ve her sene olduğu gibi  çok lezzetli. Bahçedeki domatesler karışık bu sene. Çeri de var, pembe de, oturak da. Biberler de çeşitli; kapya, kıl, saksı, süs, çarliston... Hepsinden birer ikişer kök, çok fazla değil. Ha 1 sandık da patates var, unutuyordum az daha...

Bu sene ilaveten İstiridye Mantarı (evet mantar), balkabağı ve limon var KüçükBahçem'in bu sene vizyona giren bölümünde. Onlardan ayrıca bahsedeceğim. Ama biz öncesine gidelim yani flashback yapalım biraz.

-=(0)=-

Öncelikle tohumlar fideye, fideler fidana/bitkiye dönüştü bahçemde.

Domatesler yeşerdi ve olgunlaşmaya başladı.

Biberler de iyi görünüyor


Büyüyen domatesleri askıya almak gerekiyordu ve öyle yaptım.

(Ara not: Fotoğraftaki sinek tuzaklarını farkettiniz mi? Ev yapımıdır, nasıl yapıldığını öğrenmek istiyorsanız buradan buyurun. Bu tuzaklar iyi hoş da yağmur yağınca doluyor; üstüne ufak bir şemsiye lazım ;)  )


Yaptık ama bahçe yine çingen çadırına benzedi.


Evet sevgili fanlar ve canlar bu işlemlerden 20-30 gün sonra kızaran domateslerin tadına bakmaya, biberleri de ilave ederek gün aşırı melemen yemeye başladık. Kendin yetiştirip, dalından da kendin koparıp yiyince pek bi datlı oluyo dememişmiydik.

Biberin küçük olduğuna bakmayın yarısını bile yiyemedim acıdan dolayı


--(0)--

Bir ara hava yine acaipleşmişti. Dolu bile yağdı. Benim KüçükBahçem'e de zarar verdi, balkabağının yaprakları delik deşik oldu. Yaprak önemli değil de fotoğraftaki kabak da zedelendi ve sonra da çürüdü. Çöpe atmak zorunda kaldım. Allah çiftçimizi yangın, dolu, sel gibi felaketlerden korusun.

Balkabağı küçücük bahçede kendine yer bulamayınca çitin üzerinden yola taştı.

Yakın çekim...
Hasar yakından daha belli oluyor değil mi?


Şimdilik haberler böyle.  Esen kalın, enseniz neden kalın?

Ö.Y. 2 Eylül 2014 @ Eskişehir








...ve KüçükBahçem de 2014'e merhaba der!

Merhaba değerli okurlar, pek kıymetli dostlar. Uzun zamandır KüçükBahçem'le ve pek tabi www.KucukBahcem.net adresli blogumla ilgilenememiştim. Nedeni biraz tembellik biraz da akvaryum işlerine dalmış olmamdır. "Akvaryum"mu dedim? Aaa evet ben 1 seneyi aşkın bir süredir bu akvaryum balıkçılığı hobisine merak sardım. Bundan ne burada www.KucukBahcem.net'de ne de www.BabaMonk.com'da bahsetmemiştim değil mi? Belli mi olur belki yakında www.KucukDenizim.net gibi bir adresde de akvaryum işlerinden bahsederim. Bu da pek bir keyifli hobi, daha dün sabah balıklardan biri yavru döktü, ortalık onlarca yavru balık kaynıyor. Neyse ki anası bir yandan doğuruyor diğer yandan da kendi yavrularını yiyor da doğanın dengesi bozulmuyor! Ne acaip yahu; daha nereye, nasıl bir dünyaya geldiğini anlayamadan gözünü açtıktan 3-4 saniye sonra tekrar çıktığı vücuda dönmek ama bu sefer başka bir delikten...


Neyse biz dönelim bahçemize. Bu sene iklim bir garip olduğu ve bir türlü yaza giremediğimiz için, soğuklarda telef olmasın diye fideleri bahçeye dikmemiştim. Fideler bu sene de köyüm Mayıslar / Sarıcakaya'dan. Allah razı olsun akrabalarımızdan, bize de ayırmışlar bir kaç tane fide. Bu sene pek ilgilenemediğim için, kendim de tohumdan fide yetiştirmediğim için ne çıkarsa bahtımıza artık. Biberler de domatesler de ortaya karışık. Tam bir karışık salata olacak yani bu seneki mahsülümüz.

Hepi topu 9 metrekare olan bana göre devasa KüçükBahçem'i bir gayretle çapaladım. Sonra annemin de yardımıyla damlama tesisatını döşedim. Sabahtan ben bahçeyi çapalarken hava günlük güneşlikti fakat bir anda karardı. Çok yakında yağmurun yağacağı belli oldu. Bir an önce fideleri dikmek iyi olacaktı, acele ettik biz de bu yüzden. Bu sefer sıralamayı geçtiğimiz senelerdeki gibi paralel değil de dikine dikine yaptık. (Paralel yapılarla aramda ilgi kurmasınlar diye :) ) Zaten çok bir şey değil 6-7 kök patlıcan, 10-12 kök domates ve bir o kadar da biber diktim annemle birlikte. Bir kaç tane de geçen seneden yere düşenlerden kendiliğinden çıkan domates fidesi var. Yere düşüp de toprağa karışan tohumlardan fideler fışkırmış fakat 8-10 tanesi bir arada olduğu için zayıf kalmışlar. Onları ayıkladım, içlerinde en güçlü duranı bıraktım.
Ayrıca bir kenarda az biraz maydanoz, nane ve çit boyunca da çileklerim bulunuyor.


Tam son fideleri de toprağa verdikten pardon diktikten sonra yağmur da geliverdi can suyu niyetine, pek de iyi oldu.  (Çok iyi oldu çok da güzel iyi oldu tamam mı?)

İnşallah bu sene de KüçükBahçem'den domates, biber patlıcan toplamak nasip olur.

1 Haziran 2014 @ Eskişehir

Domates, Biber, Patlıcan... 2013

Bu sene de boş durmadık. Yine bir şeyler diktik KüçükBahçem'e.

Yine topluyoruz akşamları KüçükBahçem'den domatesi, biberi, patlıcanı...

Pembe domatesler


Domates, biber ve patlıcan üçlüsü


@Eskişehir, Ağustos 2013


KüçükBahçem'de 2013 sezonu açılışı


KüçükBahçem'e ilk fidelerimi 2010 yılı Haziran ayında dikmiştim.

Daha sonraki yıllarda da çoğunlukla kendim tohumdan yetiştirerek elde ettiğim fideleri diktim. Bu sene ise tohumla uğraşmadım. Çünkü Eskişehir'de tohumlardan fide elde etmek mevsim şartları nedeniyle kolay değil. Bir de buna göre bir düzenek, sera yapmak lazım. Onun yerine bu sene elimdeki tohumları Mayıslar'daki akrabalarımıza verdim. Onların yetiştirdiği fideleri aldım. Sakarya Vadisi'ndeki Mayıslar Köyü, mikro klima etkisi nedeniyle Eskişehir'e göre daha ılıman bir iklime sahip. Ayrıca oradakilerin işi zaten sebzecilik olduğu için işi bilen insanlar. Bu sene bu nedenle kendim uğraşmadım, hazır yetişmiş fideleri getirip diktim KüçükBahçem'e...

Önce bahçeyi çapaladım. Ardından da damlama sulama tesisatını yeniden yerleştirdim hepi topu 9 metrekarelik KüçükBahçem'e. Bu zor işte bizim ufaklıklar yardımcı olmasalardı n'apardım bilmem...


Standart olarak domates-biber-patlıcan üçlüsünden ortaya karışık bir düzenleme yaptım. Domateslerden oturak domates ve pembe domates ağırlıkta. Bir iki tane de çeri (sosyete, minik) domates var arada. Biberlerden ise çarliston (çarli de diyorlar), acı süs, kamber ve benim en çok sevdiğim jalepeno biberlerim var. Patlıcan ise tombullardan ve normal patlıcanlardan.

Bu sene hazır büyümüş fide dikmek suretiyle sezona 20-30 gün önceden girmiş oluyorum. Kendim tohumdan yetiştirmiş olsaydım bir ay kadar daha beklemem gerekecekti. Zaten Eskişehir'de yaz sezonu kısa sürüyor, hiç gereği yok vakit kaybetmenin. İnşallah hava sıcaklıkları aniden düşüş göstermez, hele hele Allah doludan korusun tüm çiftçileri...

Aşırı yağmurlar, ani soğuklar ve en kötüsü dolu yağışının bahçelere zararı olur ama hafif bir yağmur da fena olmaz hani. Hele bir de fideleri diktikten hemen sonra yağmışsa. Benim de KüçükBahçem'e can suyu oldu yağan yağmur.


Bakalım bu seneki hasılat ne kadar olacak KüçükBahçem'de? Gelişmeler yine burada...

...ilave 17 Mayıs 2013.....

Bu da damlama sisteminin çalıştığı bir andan enstantane...



ÖY 15.5.13 @ Eskişehir
güncelleme 20.5.13

KüçükBahçem'in 2012 yılı bilançosu


Kimi ne kadar ilgilendirir bilemiyorum ama ben günlük olarak mahsulümün kaydını tutuyordum. Bir mühendis olarak veri toplamak, kayıt tutmak, kıyaslama yapmak, analiz etmek gibi huylarım var işte ne yapayım...

Önünde KüçükBahçem'in bulunduğu evi aldığım seneden itibaren yani 2010'dan itibaren tutuyorum kayıtlarımı. Bu hesaba göre bu seneki (2012 yılı için yani) mahsul durumu pek iç açıcı değil. Özellikle de domatesler açısından. Ama patlıcan hasılatım iyi, %100'den fazla artış var.

Grafiğe bakıp da o küçücük, hepi topu 9 m2 olan bahçeden tonlarca ürünü nasıl kaldırmış demeyin hemen! Değerler gram bazında. Bir örnek vermek gerekirse bu seneki domates hasılatım 15 Kg'dan biraz fazla...




Grafiğe göre, domates üretimim her yıl düzenli olarak azalmış. Ben bunu Eskişehir şehir merkezine yazın geç gelmesine bağlıyorum. Domates için uygun süre bu sene daha da az sürmüştü önceki yıllara nazaran.

Biber kapasitem az çok belli 3-5 Kg. kadar.

Patlıcan kapasitem de sabit sayılır. Bu seneki rekolte artışını, geçtiğimiz sene "Bu bahçede patlıcan iyi yetişiyor hem de lezzetli oluyor" diyerek kök sayısını 3'den 5'e çıkartmama bağlıyorum.

Haa kök sayıları bu kadar, siz ne sanmıştınız ki?

Patlıcan her sene 3-5 kök, biber 5-8 kök, domates ise 8-12 kök kadar. E n'apayım bahçeye sığmıyor ki zaten.  Bu kadar küçük, saksılar hariç 9m2 (Dokuz metrekare) bir bahçe için aslında hiç de fena sayılmaz hani... Daha burada yazmadığım, grafikte göstermediğim, altın çilek, peppino, çilek, salatalık üretimim de var. Marul, maydanoz, dere otu, naneden hiç bahsetmiyorum bile. Kapı önünde ayaküstü atıştırdıklarımız, mangalın üzerine taze taze koparıp attıklarımız,  salatalarına katsınlar diye komşularımıza ikram ettiklerimiz de kayıt dışı bu arada...


Başta da yazdım ya bu değerler kimin işine niçin yarasın diye. Olsun ben kayda gireyim de; en azından aradığım zaman elimin altında olsun, blogumda yazılı bulunsun...

Bu sene 2013 yılında daha bol ürün alırız inşallah.
Kalın sağlıcakla.

ÖY, 15 Ocak 2013 @ Eskişehir


Son pembeler...


Son pembeler, 2012...

Pek değerli blog okurlarım, yine bir yaz mevsiminin son dönemlerini yaşadığımız bu günlerde yeni bir yazıyla karşınızdayız. (TRT spikerlerininki gibi oldu bu giriş) Neyse geçelim bu gayri samimi kitap cümlelerini de direkt konuya girelim.

Aşağıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz domatesler çok büyük ihtimalle bu sezon KüçükBahçem'in vereceği son pembeler. Toplamda  7  kg. kadar pembe domates topladım bu küçücük bahçeden, çok değil ama olsun. Maksat pazara çıkarmak değil zaten, olan bana yetiyor.


Bu gördükleriniz de dalındaki patlıcanlar, maşallah toprağa diktiğimde 5-10 cm'ydi şimdi benim boyum kadar oldu, neredeyse 1.80 kadar.


2-3 günde bir bu kadar çeri domates, biber ve patlıcan alıyorum bahçemden, öğünlük salatam çıkıyor.
Vazodakiler de KüçükBahçem'den


Bu sene sandıktan fazla bir patates çıkaramadık ama KüçükBahçem'in bir kenarına 3-4 tane yarım patatesten toplam 6 kg kadar patates oldu.


Yakında söküme de geçeriz yavaş yavaş. Eskişehir'de sonbahar diye bir şey de kalmadığından artık geceleri soğuk olmaya başladı. Sadece gece değil güneş ışığının düşmediği yerler gündüz vakti bile olsa soğuk. Gölgeye girince üşüyor gölgeden çıkınca yanıyoruz. Durum budur...

Esen kalın.

KüçükBahçem Tam Gaz...




Çok değil daha 7 gün önce ilk pembemizin tadına bakmıştık bir iftar vakti. O zaman da demiştim "4-5 güne kadar kalanları da olgunlaşır" diye. Nitekim öyle de oldu. KüçükBahçem'in dün akşamki (13 Ağustos 2012 P.tesi) hasılatını aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz.






En çok pembe domates, bir kaç tane oturak domates, patlıcan, salatalık (hıyar), jalepeno ve kıl biberler... İftar yemeğindeki salataya katmak için bir tutam fesleğen, reyhan ve maydanozu da unutmayalım.
Pembe domatesler o kadar da güzel kokuyor ve lezzetli ki...
Zaten hemen bir sinek üzerine konmuş bile.
 
(Sineği  bu yazıyı okumadan önce fark etmiş olana 5 kg pembe domates benden)
Sadece pembe domatesler 4 kg'dan fazla tuttu.
Tek bir dalda 4 domates, 1024 gram. 

Şimdilik KüçükBahçem'den ve benden bu kadar. Esen kalın.
ÖY - 14 Ağustos 2012 / Eskişehir

2012 Sezonunda KüçükBahçem'in ilk Pembe Domatesi

KüçükBahçem için beklenen an geldi! 2012 sezonunun ilk pembe domatesi nihayet soframızda. Bu sene geçen seneye göre 1 ay kadar daha önce aldım ilk ürünümü. Geçen sene açılışı şöyle yapmışım meğerse: "veee huzurlarınızda KüçükBahçem'in pembe güzelleri" 12 Eylül 2011'de.

Öndeki pembeler tam olarak olgunlaşmadı henüz; çok değil 3-5 güne kadar onlar da olacaktır. Fakat arkadakilerden biri koparılmaya hazır aşağıda daha yakından gördüğünüz gibi.

Nitekim koparttık ve tartımıza koyduk; tam 219 gram geldi tek başına. Kokusu nefis. Tadı mı? Hemen bakamadık, iftarı bekledik.



Pembemizin lezzet testini bizleri iftara davet eden kıymetli dostlarımızla birlikte yaptık. Hep birlikte test ettik ve onayladık ki pembe domatesimizin tadı kokusundan da güzelmiş.

KüçükBahçem'in 2012 sezonunun ilk pembesi gayet nefisti de, esasında tadına tat katan şey iftar sofrasında dostlarla beraber olmaktı. Eksik olmasınlar.




6 Ağustos 2012 itibari ile KüçükBahçem'den aldığımız mahsüller bir arada. Pazar yeri gibi olmuş masanın üstü. Neler mi topladık KüçükBahçem'den: 1 kg'dan biraz fazlaca patlıcan, bir tutam maydanoz, 8-10 kadar jalepeno biberi, 2 adet kıl biber, pembe ve oturak domatesler; ha bir de salkım salkım çeriler. Salatalıkları da unutmamak lazım...

Masanın süsleri ise yine bu senenin ilk süs kabakları ile bir demet gül...


KüçükBahçem'den pembe domates toplamaya devam edeceğiz, inşallah. Sağlıcakla kalın.

ÖY - 07 Ağustos 2012 / Eskişehir

<---------------**** sadece 2 gün sonra.... ****--------------->
Yukarıdaki yazımdan sadece 2 gün sonra olgunlaşan iki pembe domatesi daha kopardım dalından. İkisi 567 gram geldi. İki ailenin iftar sofrasında yer buldular kendierine.



ÖY - 09 Ağustos 2012 / Eskişehir
<---------------**** o0o ****--------------->

Bu yazının ve domateslerin devamı tam da şurada :
KüçükBahçem Tam Gaz...  --> Adresi
http://www.kucukbahcem.net/2012/08/kucukbahcem-tam-gaz.html#axzz23WD3391k



KüçükBahçem'den Taze Haberler

KüçükBahçem'den Taze Haberler

Evimin önündeki hepi topu 9-10 metrekarelik küçücük bahçemden güzel haberler var. Evdeki tadilattan sonra tarumar olan KüçükBahçem'i "KüçükBahçem'in sonu (mu acaba?)"  başlıklı yazımda bahsettiğim gibi, elden geçirerek yeniden canlandırmıştım. Hatta hızımı alamayıp bir de damlama su tesisatı döşemiştim...

Bir ay kadar önce dikmiş olduğum fideler büyüdüler, çiçeğe durdular. Domatesleri iplerle askıya bile aldım. Bahçe biraz çingen çadırına benzedi ama n'apalım artık.


Pembe domates fidelerinde küçük küçük de olsa domatesler belirmeye başladı. Henüz çok küçük ve yeşiller ama siz onları birde 30-40 gün sonra görün...


Henüz tam olarak büyümemiş biber, bu da yakında ne canlar yakacak...



Aralarında en hızlı davrananlar salatalıklar. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz bu iki salatalığı dalından kopardık, kapının önünde oynamakta olan çocuklarla birlikte birer lokma da olsa tadına baktık. Taptaze olduğu için tadı ve kokusu dahi nefisti. İkisi 211 gram tuttu ama paylaşınca bereketi mi artıyordur nedir en az 5-6 kişi tadına baktı...



Bahçede her daim nane var zaten. Bir kenarda da marul, maydanoz ve roka da yetiştiriyorum. Her gün salataya katacak kadar topluyorum.

...

KüçükBahçem canlanmaya başladı, yavaş yavaş ürünler geliyor. Geldikçe hem burada sanal olarak hem de eş dostla gerçekten paylaşacağım.

Esen kalın.


.

İş yerimdeki KüçükBahçemiz, 2012 Yaz Sezonu

Damlama borusu ve su damlası
"Yerinde saymak bize yakışmaz. Zaten yerinde durmak diye bir şey yok dünyamızda, illaki hareket edersiniz. Bu hareket referansınıza göre ya ileriye ya da geriye doğrudur." diye konuyla ucundan accık alakalı bir girişten sonra gelelim işyerimizdeki KüçükBahçemiz'in 2012 yaz dönemi açılış hikayesine. Ama önce bir hatırlatma olsun diye: Geçtiğimiz yıl şöyle demiştik "FaceBook'da sanal olarak çiftçilik yapacağımıza birkaç arkadaş işyerimizdeki bahçenin bir kenarında doğal olarak bir şeyler yetiştirmeye çalışıyoruz" (Devamı için tıklayınız)


Bu sene ise "KüçükBahçemiz"i "KüçücükTarlamız" yapma yolunda yol katettik, yani kendi çapımızda yerimizde saymadık... KüçükBahçem'de damlama sulama yöntemini uyguladıktan sonra hızımızı alamayıp, işyerimizin geniş bahçesinde kendimize ayırdığımız bölümüne de damlama borusu çektik. (Ama öncesinde işyerimizin kadrolu bahçevanları Nafiz Dayı'ya ve Hasan Usta'ya teşekkürü bir borç biliriz. Eksik olmasınlar bize ayrılan bölümü çapaladılar, gübre ilave edip bir kez daha çapaladılar. Ekime hazır hale getirdiler, bize pek bir iş bırakmadılar.)

İşlem öncesi bahçenin durumu

Küçük bir keşiften sonra, damlama borularını bir ana boruya saplamak suretiyle dikine dikine uzatmaya karar verdik. El birliği ile birbirine paralel 9 hat çektik.

Heyecanla bahçeyi hazırlıyoruz
Damlama boruları neredeyse hazır



Tesisatı tamamladıktan sonra çeşmemizi açarak ilk testimizi yaptık. Hiç de fena değil sonuç. Fotoğrafta da görüleceği gibi salma sulamadakinin aksine su sadece damlalıkların olduğu yerlere veriliyor. Bu sayede su israfı olmuyor. Aşırı sulama nedeniyle mineral kaybı, aşırı buharlaşma,  toprağın üstünün kaymaklanması, köklerin açılması gibi sorunlar da yaşanmıyor. Gereksiz yere her yer sulanmadığı için de yabani otların beslenmesi ve dolayısı ile büyüyüp yayılması da engelleniyor.
Su sadece damlalıklardan veriliyor toprağa

Tesisatın test edilip toprağın da nemlendirilmesinden sonra ertesi gün boru üzerindeki deliklere göre çimlerimizi diktik yine elbirliği ile. 8 sıra boru boyunca domates (pembe, oturak ve çeri), biber (çarliston, jalepeno, kamber, tatlı kıl, demre), patlıcan (tombul, uzun), salatalık diktik. Çit boyunca da susaklarımızı diktik ki bunlar da çitlere sarılabilsinler. Borunun artan bölümünü de bahçenin aşağı ucuna doğru uzattık. Buralara da büyük yapraklı olupda çok yayıldığı için kabak (balkabağı, kızartmalık sakız kabağı) ve ayçekirdeği ile mısır diktik. Bir yandan da "3 kardeş / three sisters" deneyeceğiz bu sene. Toplamda 190 - 200 kök sebzemiz var işyerimizdeki bahçemizde.

Önce pembe domateslerimizi diktik

Biz fide dikimini bitirir bitirmez kısa bir yaz yağmuru yağdı, iyi de oldu. Bu sayede toprağın üstü de nemlenmiş oldu. Bir miktar daha can suyu oldu bizim fidelere.
Gelen yaz yağmuru can suyu oldu


Şimdi bize sadece, günde bir defa 2-3 saatliğine çeşmeyi açmak kalıyor. Su ağır ağır, damlaya damlaya veriliyor bitkilerin köklerine doğru. Aslında bu iş biraz tembel işi oldu. Şimdilik bahçemizde yapacak pek bir işimiz yok. Bu nedenle öğle yemeğinden sonra çayımızı alıp bahçemizi seyrediyoruz sadece. Bu aralar her akşam yağan "Kırkikindi Yağışları" bitip de güneş toprağı ısıtmaya başladı mıydı bize biraz iş çıkar. Aralarda çıkacak yabani otları temizleriz, domateslerin koltuk altı traşını yapar (koltuk alma) sürgünlerini alırız. İnşallah bir-iki aya kadar da günlük yetişen ürünlerimizi toplarız.

Damla damla da olsa suyu iyice alınca toprak gayet iyi ve verimli bir şekilde sulanmış oluyor.
Burada daha net görülebiliyor damlamanın etkisi

Tüm toprak ağır ağır ama derinlemesine iyice sulanmış 

Bahçemizin işyerimdeki ofisimden bakınca görünümü. Arada bir dönüp bakınca bile içime bir ferahlık geliyor bu küçücük bahçe sayesinde. Bir de tarla tokat olsaymış ben de demekki zevkten gidermişim...


Ofisimdeki kübiğimden bahçenin görünümü
(Arka plandaki YHT (Yüksek Hızlı Treni farkeden parmak kaldırsın)








.

KüçükBahçem'de Damlama Sulama

KüçükBahçem'de Damlama Sulama

Evdeki tadilat nedeniyle perişan olan KüçükBahçem'in elden geçirilerek yeniden canlandırılması sonrasında hazır elimiz deymişken, oldu olacak bir de damlama sulama tesisatı döşeyeyim dedim.


Hepi topu 9-10m2 olan KüçükBahçem için 25m kadar damlama borusu yeterli oldu. Kullandığım borunun delik aralıkları 33 cm. Aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü şekliyle boruyu bahçeye döşedim. Kıvrım yerleri sabit kalsın ve toprağın üstünde kabarmasın diye yine boruyu aldığım yerden temin ettiğim kazıklarla sabitledim. Marul, maydanoz olan bölgede boruya T aparatı takarak ikinci bir kısa hat çektim. İki ucu da kör tapa ile sonlandırdım.


Bir kaç gün sonra da damlama yerlerine denk gelecek şekilde pembe domatesleri, oturak domatesleri, biberleri, patlıcanları ve de salatalıkları diktim. Damlama sistemi sayesinde bahçede karık açmaya da gerek kalmadı. Artık sulama yapmak daha da kolaylaştı. Çeşmeyi çeyrek açmam yeterli oluyor. Suyu az açtığım için de damlaya damlaya göl olmuyor aksine sadece benim diktiğim bitkiler yeterince suya kavuşmuş oluyor. Pembeler ve oturaklar yayılan türler olduğundan dikim aralıkları çok sık olmuş olabilir. Önümüzdeki günlerde duruma göre belki de aralarından birer tane eksiltmem gerekecek, göreceğiz...


Fotoğrafta saksıda görülenler iri yapraklı nefis kokulu fesleğenlerim. Hem kokusundan hem de salataya katmak suretiyle kendisinden yararlanıyoruz. Çöpe atılmak üzereyken kurtardığım saksılara aşıladım. İsteyen konu komşuya, eşe dosta birer tane vereceğim.

Bol hasatlar dileğimle...



KüçükBahçem'de 2011'in Son Pembeleri

Bu sene yaz geç geldi, erken gitti. Artık Eskişehir'de havalar iyice serinledi, güneş de yüzünü az göstermeye başladı. Dolayısı ile artık domates bitkileri çiçeklenmediği gibi yeşil domatesler dahi kızaramaz oldu.

KüçükBahçem'den en son topladığım pembeler 1kg'dan fazla gelmişti...




Bu pembeleri topladıktan sonra da dallardaki yeşiller bir türlü pembeleşemedi.
Geri plandaki pepinolara da dikkatinizi çekerim




Salkım çerilerim de alacalı kaldı...

Zaten bu sene pembe domates diye diktiklerimin çoğu bir karışıklık nedeniyle salkım çeri çıkmıştı. Bu yüzden de pembe domates üretimim çok az oldu.

Yine de tohumlarından aldım bir sonraki sene için. Yine geçsin sonbahar-kış, gelsin ilkbahar-yaz; yine tohumları çimlendireceğim, yine dikeceğim fideleri KüçükBahçem'e sonra da toplayacağım pembelerimi inşallah.

KüçükBahçem'de, domateslerimin gölgesinde de kalsa geri planda  yetişen patlıcanlarım, altın kirazlarım hatta pepinolarım bile var bir kaç tane de olsa.

Olgunlaşan altın çileklerimin tadı son derece güzel. Marketten aldıklarımdan eksiği yok fazlası var.

Soldaki patlıcan sağdaki ise pepino. Şekli ve desenleri  ne kadar da birbirine benziyor. Acaba pepino mu patlıcana baka baka olgunlaşıyor yoksa patlıcan mı peppinoyu örnek alıyor. Aslında alışık olduğumuz üzere patlıcanın morumsu siyah olması gerektiğine göre belki KüçükBahçem'deki bu patlıcanlar pepinoya benzemeye çalışmışlar diye zannediyorum.

Henüz pepinoları toplamadım ama patlıcanın 3 tanesi 1.3 kg geldi.

Şimdilik KüçükBahçem'den haberler bu kadar, sağlıcakla kalın. Her şey gönlünüzce olsun.
.




Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | ReviewSilo - Reviews for e-Shopping