Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
sandık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sandık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sandıkta Patates – Mor Patatesler - 2011 Sezonu

Zaman akıyor durmaksızın... Doğa milyarlarca yıldır olduğu gibi kendi çevrimini aksatmadan devam ettiriyor. Bizler, biz kendimizi evrenin merkezi sanan insanlar kısacık ömrümüzde sanki biz varız diye dönüyor zannediyoruz Dünya’yı. Hâlbuki ben olsam da dönecek olmasam da… Ben de -milyarlarcamız gibi- ihmal edilebilecek kadar kısa bir süre boyunca, önemsiz bir yer işgal edip göçeceğim bu dünyadan… 

İşte bu doğal çevrim içerisinde bir yılı daha geçirdik ve yine geldi bahar yaz… Geçen sene sandıkta patates yetiştirmeye çalışmış ve bir yazı dizisi ile de bunu burada paylaşmıştım.
 
Sezon sonunda da sandıkları açmış oyları saymıştım; pardon patatesleri toplayıp tartmıştım.


Toplamda 2466 gr. kadarcık patates elde etmiştim. Şimdi “2.5 kg patates için bu kadar zahmete gerek var mıydı?” diyenler olabilir. Elde edilen ürünün miktarı büyük üreticilere göre komik ama bir bahçe hobicisi için paha biçilmezdir. Zaten buradaki kazanç, elde edilen patatesin miktarı değil yetiştirme sürecinin ta kendisidir. Toprağı hazırlamak, patatesi ekmek, suyunu – gübresini vermek, yabani otları ayıklamak, zararlılardan korumak, yaprakların gün be gün büyüdüğünü görmek ve nihayetinde sandıkları devirerek toprağın içinde patates aramak… Tarif edilmez bir haz, sadece bu süreci yaşayanlar anlayabilir.


Bu keyifli yolculuğa bu sene sabredemeyerek biraz erken başladım. Geçen sene patatesleri ayıkladıktan sonra sandıklar boş kalmasın diye birisine havuç diğerine de lahana ekmiştim. Tam da büyümeye başlamışlardı ki bahçeme dadanan bir serçe sürüsü yeni çıkmış yaprakları talan etti. Havuçlar ve lahanalar büyüyemeden öldüler.  Bu sandıkları biraz çapalayarak toprağını kabarttım. Malum patates kumlu-tınlı ve gevşek toprağı sever.


Patatesi bütün olarak gömmek yerine çimlenmiş yani cücüklenmiş kısımları içeren parçalara bölerek gömdüm. Neticede patates bu cücüklerden yetişecek. Her bir sandığa bir patatesi ikiye bölerek gömdüm. Bu sene sandıkları 3 kat değil 2 kat çıakcağım ve 2 sıra sandık kullanacağım, yani toplamda 4 sandık olacak.




Toplamda 2’şer katlı 2 katlı sandık kullanmaya karar vermiştim fakat Kore’den getirdiğim mor patateslerden de üretmeyi deneyeceğim için bir sandık daha gerekti.

Açılan Sandık Sayısı:9, Sayılan Patates Miktarı: 2.5 Kg.

Son iki grup sandık kalmıştı açmadığım. Sabırsızlıkla, büyük bir merakla bekliyordum buradaki patateslerimi çıkartmayı. Daha önce ilk grup sandığı sabrım taştığı için acele edip erken devirmiştim bu nedenle beklediğim kadar ürün alamamıştım.

Tamam da bekle bekle nereye kadar? Gençlik geldi geçiyor, Ya Allah Bismillah deyip vardım sandıkların başına. Zaten vakti gelmiş olmalı ki artık yapraklar da sararmaya başlamış.

Yapraklarından çekip sökünce hemen toprak yüzeyinin altında gördüm kocaman bir patatesi. İyi dedim bu sefer oldu herhalde diyerek devirdim 3 sandığı da.

Bizim hanımla OğulMonk hemen üşüştü devrilen sandıkların içinden çıkan toprağın başına, bir çocuğun yere düşürdüğü lolipopa üşüşen karıncalar gibi. Sonra hep beraber eşeledik toprağı, bulduk patatesleri toprakta büyük bir keyifle…



İlk üçlü sandıktan bu kadar patates çıktı.


Bu iş sandığımızdan (yani zannettiğimizden) daha keyifliymiş. Son üçlünün başına geçip de yaprakları kaldırınca kocaman bir patates daha göründü burada.

Sezon başında bir patatesi ikiye bölüp yarım yarım koymuştum sandıkların dibine. Yani her üçlüde 2şer kök vardı. Bunlar büyüdükçe üzerlerine toprak ilave ede ede 3 kat çıkmıştım, önceki yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır. Daha sonradan aşırı sıcaklarda sulamayı unuttuğum bir dönem bunlardan birer tanesi kavrulmuştu. Fakat son sandıkta gördüğüm bir filiz “çıkmadık canda umut vardır” atasözünü hatırlattı bana. Demek ki sandığın dibindeki yumrular hala bir umutla kafayı dışarı çıkarmayı denemiş ve bir tanesi bunu başarmış.

Fakat katları hızlı çıktığı için arada yumrular oluşamamış.


En üst sandıktaki patatesleri topladıktan sonra orta kattakini kaldırıp yan yatırdım. Alt kat ile orta katın arasına sıkışmış bir patates bize bakıyordu burada.

Görünenleri topladıktan sonra sandığı kaldırdım. Kurumuş toprak kalıp halinde çıktı zaten. Kenarda bekleyen karıncalar yeniden saldırdı toprağa.



Elindeki kürekle toprağı karıştırmakta olan Kutsal Hazine Avcısı OğluMonk da buldu bir tane.

Sonunda tüm toprağı elimizle ince ince eleyip karıştırarak tüm patatesleri topladık. Aşağıdaki fotoğraflarda da görülebileceği gibi irili ufaklı olmak kaydıyla toplam 1825 gr. hasadımız oldu. Bunlardan en büyük iki tanesi 774 gr. geldi.



Bu iri patatesleri birer tane olarak sandık gruplarının en üstlerinden aldım. Anladım ki acele etmeyip, bitki iyice büyüdükçe dibine toprak ilave edip her katı yavaş yavaş çıksaydım belki de her katta böyle iri iri patatesler olacaktı.

Bu sene ilk denememdi, seneye inşallah daha tecrübeli olarak devam edeceğim yetiştirmeye. Zaten ne demiştik, amaç çuval çuval patates yetiştirmek değil, kendi kendime bir şeyler üretebilmekti. (Atma BabaMonk, her gruptan bir çuval çıksa daha iyi olmaz mıydı? Komşulara da söz vermemiş miydin bu kış patatesler bizden diye?) Neyse bu kısmı geçelim; çık aradan iç ses!

İlk devirdiğim üçlü sandıktan 631 gr. patates ancak çıkmıştı. Sonuç olarak ben bu sezon toplamda 2466 gr. patates yetiştirebildim. Hâlbuki ilhamını aldığım sitede vaat edilen 50 kg.’dı. Artık seneye…

Patatesler sarı sarı, lekesi beresi yok, şekilleri de düzgün. Tadına bakmak için taze taze hemen çipuranın yanına attık birazını, sürdük fırına.



Ertesi gün de tadını daha iyi alabilmek için sade patates yemeği yaptı hanım bir de. Yalanım yok, kendim yetiştirdim diye demiyorum; “Ben böyle lezzetli patates yemedim arkadaş!”.

Bu da belgesel filmi:


 Sağlıcakla…

Patates Hasatı [29 Eylül 2010]

Bir hafta on gündür yurtdışındaydım. O yüzden bahçemle fazla ilgilenemedim ama aklımın bir köşesinde de her zaman bahçem vardı. Gelir gelmez küçük bahçemdeki beni bekleyen sebzeleri topladım.


Sanki pazar alışverişi yapmışım gibi topladığım 4 çeşit biber, domates, marul, numunelik tek bir fasulye  ve patatesleri masaya gördüğünüz şekilde koyup fotoğrafını çektim. (Şimdi bu yazıyı yazarken farkettim ki aslında patlıcan da vardı ama onu masaya koymayı unutmuşum.)

En çok da patatesleri merak ediyordum. Toprağın altında olduklarından, ne durumda olduklarını hatta yetişip yetişmediklerini bile bilmiyordum. İnsan görmeyince merak ediyor tabiki. 14 Eylül 2010 tarihinde küçük bir kazı yapmış ve 45 gram :) patates çıkartmış daha sonra da kazı çalışmalarına ara vermiştim. Merakla kazı çalışmalarına kaldığım yerden devam ettim.





Maalesef umduğumu bulamadım bahçenin bu bölümünden. Eee her kazı yapan define bulacak diye bir şey yok elbette. Toprağın içinde elime takılan çürümüş patateslerden anladığım kadarı ile, bazı takipçilerimin yorumlarında da belirttiği gibi galiba fazla derine dikmişim patates yumrularını. Ya da daha yumrular gelişemeden toprak atmışım üsterine.

Sonra sandıktaki patateslerime yöneldim büyük bir heyecanla.


Blogumu  takip edenler hatırlayacaktır. İlhamını şu adresteki yazıdan aldığım bir yöntemle sandıkta patates yetiştirmeyi deniyordum. Sezon başından beri merakla beklediğim an geldi artık dedim ve fazla dayanamayıp bir grup sandığı devirdim.
Devirmeden önce bitkiyi gövdesinden çekince gelen 2 adet patates yumrusu beni ne kadar sevindirdi tarif edemem. Amatör olta balıkçıları ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır. Aynen mantarın şıp şıp oynaması ve sonra da dibe batmasıyla sopayı kaldırırsınız da oltanın ucunda sallanan balığı görünce keyiften uçarsınız ya onun gibi bir şey işte. Anlatılmaz yaşanır....


Ben böyle patatesleri görünce iyice heyecanlandım ve devirdim sandıkları.

Amma ve lakin orta kattan hiç bir şey çıkmadı. Oltayı boşa çektim yani. Toprağı eşeledim eşeledim yok bir şey...


 Son bir umutla en alttaki sandıktaki toprağı da boşalttım.




Toprağı karıştırdım ve nihayet...

Patatesler göründüüüü! Çok fazla bir şey çıkmasa da sevindim elbette. Acaba kaçırdığım var mı diye tüm toprağı eşeledim;

eşeledim, eşeledim...

ama nafile. Hepsi bu kadarmış...

Yukarda gördüğünüz fotoğraftaki patatesler soldan sağa sırasıyla: En alttaki sandıktan çıkanlar, en üsttekinden yani bitkinin yapraklarının hemen altından çıkanlar ve en sağdakiler de bahçe tarafından çıkanlar.
Orta kattaki sandıktan hiç bir şey çıkmadı; en alt kat ile en üst kat arasındaki bağlantıyı sağlayan kalın gövdeden başka...


Benim bu durumdan anladığım; sanırım bitki büyüdükçe yaprakların üstüne toprak ilave etmekte biraz acele etmişim. Yani yapraklar biraz gelişecekti sonra toprak ilave edecektim. Ben ise yapraklar çıktıkça toprağı döktüm üstlerine. Garibanlar da boğulmamak için kafayı dışarı uzattı. Uzattı ama bu sefer de can havliyle patates yumrulamayı unuttu. Galiba bu nedenledir ki en altta, kök yumrunun yanında biraz patates yetişti bir de en üstte yaprakların hemen altında. Yüzeye en yakın olan patatesler daha iri ve daha canlı görünüyor. Suyun alt katlara fazla ulaşamamış olmasının da etkisi olabilir diye düşünüyorum.

Neyse yılmak yok, yola devam! Nihayetinde ben ziraat mühendisi değilim, bu işi çoktandır yapan bu işten ekmek yiyen bir çiftçi de değilim. Kendi halinde, hobi olarak bahçede bir şeyler yapmaya çalışan bir amatörüm. Önemli olan kendim bir şeyler yetiştirebilir miyim diye denemek, bir şeylerle uğraşmak ve bundan keyif alabilmekti. Yoksa amaç sadece patates yemek olsa marketlerde kilosu 1 TL bile değil...

Ben bu yolculukta vardığım yer kadar geçtiğim yollardan da büyük keyif aldım;  daha sonraki seneler için bir şeyler öğrendim. Mesela seneye 3 kat çıkmayacağım 2 kat yeter. Toprak atmakta ve patatesleri sökmekte acele etmeyeceğim.  Haa bu arada unutmadan 2 grup sandığım daha var  henüz devirmediğim. Bunları daha sonra, bitkinin yaprakları solup döküldükten sonra açacağım. O zamanki sonucu da burada paylaşacağım.

Şimdilik esen kalın...

Patates hasatı [14 Eylül 2010]

Artık vaktinin geldiğini düşünerek dün akşam oğlumla birlikte, küçük bahçemde patatesleri ektiğim yeri kazdım yetiştirdiğim patateslerimi çıkarmak için. Aylardan beri heyecanla bekliyordum bu anı. Patatesleri ektiğim bu bölgeye önceden bukaşi dökmüştüm. Bukaşinin etkisini de görecektim bu vesile ile. Çünkü ekimi yaptığım toprak inşaat kalıntıları da içeren son derece kötü; kumlu, kireçli hatta inşaat artıkları ile dolu bir yerdi. Burayı yarım metre kadar kazıp evde yapmış olduğum bukaşiyi karıştırmış daha sonra patatesleri ekmiştim.




İlk olarak kazdığım yerdeki patatesin yaprakları iki hafta kadar önce solmuş ve sonra da ölmüştü. Kazdım kazdım ama bir şey çıkmadı buradan, bitkinin çürümüş gövdesinden başka.

Buradan bir şey çıkartamayınca yanını kazmaya devam ettim. Buradaki bitkinin yaprakları sağlam görünüyordu çünkü.

Vee nihayet patatesler göründü... Bu andan itibaren kazı çalışmalarıma bir arkeolog hassasiyetinde devam ettim.




 Bir kaç tane ufak patatesi çıkarttım topraktan.

 

Fakat fazla gelişmemişler henüz. Daha çok küçükler, hepsi toplam 45 gram geldi.

Anladım ki biraz erken davranmışım patatesleri sökmek için. Bu nedenle hemen geri kapattım üstlerini toprakla. Söktüğüm bir bitkinin kökünde gördüğüm kadarı ile benim patatesler daha yeni yeni yumru yapmaya başlamışlar. Biraz daha sabırlı olmak gerekiyor demekki. Ne bileyim, ben marketlerde yeni sezon patatesleri görmeye başlayınca, hatta fiyatları da 0.39 TL/kg'a kadar gerileyince benimkiler de olmuştur sandım. Fazla beklerse bu sefer de toprakta çürür endişesi ile sökmek istemiştim. Biraz daha bekleyeceğiz, belli oldu.

Oğulmonk'la birlikte çıkardığımız toprağı yeniden attık patateslerin üzerine.




Bu arada toprak fena görünmüyordu. Sanki bukaşinin, sonradan üstlerine döktüğüm orman toprağının ve düzenli sulamanın etkisi ile biraz kendine gelmiş gibiydi. Gözle analiz ancak bu kadar oluyor. Gerçek etkiyi görmek için biraz daha bekleyeceğim; belki de seneye tam anlamıyla kullanılabilir olacaktır bu toprak.

Sandıktaki patateslere gelince, onları da bu hafta sonu devireyim de sonucu göreyim diyordum fakat yerdekilerin henüz büyümediğini görünce biraz daha bekleme kararı aldım.

Esen kalın.

Sandıkta Patates, 3. Kat

(NOT:Bu yazıyı Facebook’tan okuyorsanız yukarıdaki linke tıklayarak yazının tamamına ve fotoğraflarına ulaşabilirsiniz.)

Sandıkta yetiştirmekte olduğum patatesler uzadıkça dibine toprak ilave ediyorum. Böyle böyle ikinci katı çıkmıştım. Artık bu da yeterli olmadığı için kaçak bir kat daha çıkarak üçüncü katı da ilave ettim. Bu işleme bitkinin büyümesinin durmasına, çiçek vermesine kadar devam edilebilirmiş. Fakat ben artık daha fazla kat çıkamayacağım, bu kadarı yeterli.

Öncelikle sandıkların tabanını dekupaj testere ile keserek çıkarttım. Sonra ızgaralı yapıda olduğu için toprak dökülmesin diye iç çeperlerini parça plastik ve muşambalarla kapattım.
 



Üçüncü kat için gerekli üç sandığı da hazırladıktan sonra sıra toprağı hazırlamaya geldi. Bunun için köyümün yolu üzerindeki ormandan getirdiğim iki çuval zemin toprağını, evimin yakınlarından taşıdığım 3-4 çuval kumlu tarla toprağını ve yarım çuval kadar da yanmış koyun gübresini iyice karıştırdım. Oranları herhangi bir kurala göre değil tahmini olarak belirledim. Belki patates için en ideal karışım olmayabilir. Tek bildiğim patatesin kumlu-tınlı toprağı sevdiği.

 
Hazırladığım toprağın bir kısmını bahçeye ektiğim patates bitkilerinin dibine ilave ettim. Buradaki patateslerin en altındaki toprakta bukaşi vardı. ( Bukaşi ne mi demek? Çok yakında onu da yazacağım) Diğer tarafta sandıkta patates yetiştirmeyi denerken bu tarafta da bukaşili toprağı deniyorum. Patatesleri ektiğim bahçenin bu bölümündeki toprakta inşaat artıkları vardı ve toprağın kalitesi hiç iyi değildi. Bukaşinin etkisini görebilmek adına da küçük bir deney olacak benim için bu süreç.  Bitkinin gövdesinin boyutların ve rengine bakarsak şimdilik oldukça iyi görünüyor. Bir de ürün verimini görmek gerek elbette.

 


Sandıkların üzerine üçüncü katı da çıkıp bitkilerin dibine toprak ilavesini de yaptım. Az tazyikli su ile ağır ağır ama bolca iyice suladım. Böylece toprak hem ihtiyacı olan suya kavuştu hem de sıkılaştığı için sandıkların kenarından dökülmesi kesildi.

Toplamda (bukaşili taraf hariç) 9 sandık dolusu toprak oldu; bakalım kaç sandık dolusu patatesimiz olacak. Konu komşu, eş dost, blogun izleyicileriyle birlikte merakla bekliyoruz.

Esen kalın…
.

Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | ReviewSilo - Reviews for e-Shopping